21. YY’da Kulluk Sanatı – Günaha Kızılır, Günahkara Acınır.

Peygamber Efendimiz’in hadis-i şeriflerinden anlıyoruz ki günaha kızılır, günahkara acınır.

“Yazık! Bu kardeşim cehenneme düşecek, ne kadar yanlış bir iş yapıyor. Acıyorum, yazık olacak.”

Günaha kızacaksın ama günahkara acıyacaksın, kızmayacaksın.

Eğer bir insan bir günahkarı ayıplarsa kızarsa ne olur?

“Günah o kadar uğursuz bir şeydir ki işleyenden başkasına da zararı dokunur. Bir insan günahkarı ayıplarsa Allah döndürür dolaştırır, o günahı o insana işlettirir, onu mahcup eder”

Ayıpladığı kimsenin yaptığı hatayı ona yaptırır mahcup eder.

“Sen ayıplamıştın, bak kendin de nasıl yaptın?” dedirtir. O belaya, o günaha sonunda o da bulaşır.

Ayıplamamak lazım!

“Razı olursa o zaman da o günahı işlemiş gibi günah kazanır”

İşlemediği halde ona razı olduğundan günah kazanır.

“Söylese gıybetini yapsa, günahkar olur.” (1)

“Günah olmasın.” diye gıybetini yapamayacaksın, “Başına gelmesin.” diye ayıplamayacaksın. “O günahın aynısı sana da yazılmasın” diye razı olmayacaksın.

Geriye ne kalıyor?

Acımak kalıyor, kurtarmak için çalışmak kalıyor.

Onun için insanları seveceğiz. Bu insanların hepsi Âdem (AS) dedemizden kardeşlerimiz acıyacağız. [S/48-49]

 

(1) Deylemî, Firdevs, II, 249, r.3169]

[Kaynak: Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN –  Konferanslar Serisi-2 / 21. Yüzyılda Kulluk Sanatı (Server Yayınları 2.baskı)]